BEN MAVİŞ

Evet,ben bir hayvan severim.90'lara kadar gittiğimiz her yerde bahçesi meyve ağaçlari,çiçeklerle dolu müstakil evler, o müstakil evlerin bahçesinde kedi,köpek  olurdu.Artan yemekler ,bahçesinde evinde kedi,köpeği olan komşuya verilirdi,bunu kedine ,köpeğine ver diye..

İnsanlar birbirine ev ziyaretine gittiklerinde gönül rahatlığıyla çaylarını içip, yemeklerini  yerlerdi. Kıl,tüy kompleksi olmazdı.Hepimizin sokağında ''sokağımızın kedisi,köpeği ''vardı. Biz işe giderken durağa kadar peşimizden gelen ,biz minibüse binince sokağımıza dönen ''karabaş'',işten eve  gelirken bir tasa süt koyup verdiğimiz sokağımızın kedisi''minnoş ve yavruları''.

İnsanlarla , hayvanlar aynı evlerde ,bahçelerde,sokaklarda hep bir arada hem de hiç sorunsuz yaşanırdı.Çocuklar,hayvanlara taş atmaz,kovalamaz,hayvanlara eziyet edilmezdi.İnsanlar,hayvanlara bakmasalar bile severdi.


Peki,şimdi o süt verdiğimiz sokağımızın kedisi minnoş ve yavruları nereye  gitti? İşe giderken yolda durağa kadar bize arkadaşlık eden karabaş nerede? O hayvanları seven,bahçesinde,evinde kedi,köpek bakan,komşusuna gidince o evin kedisini,köpeğini sorun etmeden yiyip içen,hayvanlara taş atmayan, kovalamayan çocuklar ,bakmasal bile hayvanları seven, o iyi niyetli temiz kalpli insanlara ne oldu? Nereye gitti?

O bahçeli evler yıkıldı. Bahçesindeki meyve ağaçları kesildi,çiçekleri söküldü. Yerlerine apartmanlar, siteler yapıldı. Sonra buralarda kedi,köpek bakmak yasak ,verdiğiniz mamalar etrafı kirletiyor,kediler, köpekler çimenleri eziyor dendi. Bu hayvanları korumak için dairelerine alanlara da ucube gözüyle bakıldı,Doğal ortamlarından alıp dairelerde bakmayın yazık denildi.

Bu hayvanların doğal ortamları nerede? Apartmanları,siteleri yaparken,kentleri yeniden inşa ederken sokağımızın köpeği karabaşa hangi doğal ortamı bıraktınız.Yolumuzu gözleyen bir tas süt verdiğimiz sokağımızın kedisi minnoş ve yavruları için hangi doğal ortamı bıraktınız.

Asfalt yollardan ,arabalardan adım atmaya yer kalmayan,evlere alınmayan kediler,köpekler kıyı da köşede buldukları minicik yerlerde yaşamaya çalışırken oralardan da atıldılar. Sokağımızın karabaşını , minnoşunu yavrularını  attılar,kovaladılar.Evinde hayvanı,köpeği,kedisi olana da,arkadaşı,komşusu, akrabası gitmiyor artık.Gitse de kıl tüy kompleksi yapıp bir şey yemiyor,içmiyorlar. Üstüne de sanki başka dünya'dan bahseder gibi ''ben hayvan ve doğa severim '' diyorlar. Ben hayvan ve doğa sever değilim,ben  yalnızca hayvanları ve doğayı çok ama çok seviyorum.

Siz hiç Karabaşla Minnoş'un dostluğunu gördünüz mü? Karabaş'ın minnoş'un yavrularını nasıl koruduğunu gördünüz mü? Ben gördüm. Eminim  ki siz de görseydiniz benim gibi düşünürdünüz. Sever değil,seviyor olurdunuz.

İlk baharda çiçek açan ağaçlar ve o ağaçlardan gelen kuş sesleri bizi nasıl mutlu ederdi. İlk baharda çiçek açan o ağaçlar ve kuşlar neredeler?  Hiç,y okluklarını fark ettiniz mi ?  Ne yazık ki artık hayatlarımızda yer vermediğimiz sokağımızın köpeği karabaşı da ,kedisi minnoşu ve yavrularını da dalları çiçeklerle,kuşlarla dolu o ağaçları da çok çabuk unuttuk. Hatta komşularımızı ve komşuluklarımızı da unuttuk.

Hayatlarımızdan çıkardığımız ,unuttuğumuz hayvanlarımız da ,ağaçlarımız,çiçeklerimiz de, doğa da bizsiz olabilirler. Peki biz onlarsız olabilirmiyiz. Ağaçların,çiçeklerin olmadığı bir dünya da nefes alamayız.Hayvanların olmadığı bir dünya da en fazla 3-5 yıl yaşanabilirmiş.Ben hayvan ve doğa sever değilim .Ben hayvanlarla ve doğayla birlikte içice olmayı,yaşamayı  seviyorum. Kısaca sever değilim,seviyorum.

Bundan sonra bu köşe de yeni yazılarımla sizlerle birlikte olacağım. Sevgiyle kalın

Etiketler : doğa
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.